kendime mektup

6 min read

Deviation Actions

kediiiiiii's avatar
By
Published:
5.2K Views
Garip bi hayal dünyasında yaşıyor gibiyiz. Çevreme baktığımda gördüklerimin aslında birer hayal olduğunu varsayarak Hilmiyle konuşuyorum. Yapma hilmi, hiç mümkün olabilir mi bu insanlık dışı olaylar diye kızıyorum ona. O da gördüklerini anlatıyor aslında bana, bu gördüklerin senin dünyan diyorum ona..

Ben deliyim, hayal ettiklerimi gerçek sanıyorum.

Bi karış toprağa götünü sığdıramayan toplumlar, kafalarının içleri kimilerinin sikik düşünceleriyle doldurulmuş insanlar, o insanların yaşadığı çevre, o çevrede büyüyen çocuklar, her birinin aileleri, aile içindeki duygular, o insanların birbirine sataşmaları, diğer toplumları aşağılık görmeleri, kiminin kızının evlendiği adamla gerdeğe girdiği gece kanaması olmaması, evliliğin ne idüğü belirsiz bir zara bağlanması, elin tekinin o zara kafayı takması, birinin dindarı ötekinin bağnazı, hepsi, her biri..

İnsanlık için ne yapabilirsin diyor Hilmi, Afrikadaki çocuklardan birini alıp evlat edinirim diyorum. Param giriyor devreye, o olmayınca yapamam diyorum. O çevrede yetişeceğine yanımda büyüsün fena mı olur dünya için diyorum. Para.. Bi sus pislik. Onların yaşadığı yerde koşullar bir garip. Balık cennetinde yaşıyorlar ve garip bi sebepten olsa gerek avlayıp onları yemiyorlar. Halbuki balık yeseler aç kalmazlar en azından.. Garip işte hayal gücü.. Alsan ordan birilerini getirsen kendi toplumuna bu sefer de o çevredeki diğerlerinin ona bakış açısını düşünmek zorunda hissedersin kendini.

Kimi toplumlarda töre cinayetleri oluyor diye duymuş Hilmi, soruyor nedir diye, anlatıyorum, saçmalama diyor. Bi insan kadın diye birini öldürür mü hiç, veya kız değil diye.. Saçmaladım iyice "gerçekten".

Hilminin hayal dünyası çok karışık, ayırt edemiyor, algılayamadığı şeyleri anlamıyor, bazen gerçekten bi insan olabiliceğini düşünüyorum.

Karanlık çağlara gidiyor aklı bazen, o vakitler insanlar diyor, neye inanırdı? Güneşe, aya, yıldızlara, buluta.. Taşa toprağa.. ateşe.. Ne saçmalıyorsun yine diyor sonra. İnanç dediğin şeyi nasıl somutlaştırabilirsin? E diyorum, o vakitler inanç kim, insan nerede? O vakitler diyorum, evrimini tamamlamayı bırak henüz evrime başlamamış insan formlarından bahsediyoruz, ne inancı hangi insan? E diyor, ne farkı var şimdiki inanç sisteminden? Bu zamana ilişkin çok rivayet var Hilmi, anlamıyorsun. Kutsal dinler 4 tane, her birinin tek Tanrı anlayışı var. Hepsi farklı yollardan bi şekilde tek bi Tanrı olduğu yönünde hem fikirler. O dinlerin de o Tanrı tarafından günümüz insanlarına vahiy denen bi iletişim yoluyla aktarıldığı rivayettir. Anlamaya çalışıyor. Boşuna beni yorma diyor, görmediğin bişiyin varlığına inanmak için onu metalaştırmanın kitaplaştırmanın yada rivayet haline getirip dilden dile dolaştırmanın anlamı yok. Haklısın diyorum. Ne hakkı diyor. Hak nedir? Susuyorum yine saçmaladığımı düşünmesin diye. Herkesin kendi inanç güdüleri başkadır diyorum sonra. Kutsal dine inanan milyonlarca insanın gittiği farklı yollarda aslında her birinin algı düzeyinde tanımlayabildiği Tanrı imgesi farklıdır.. Yine somutlaştırmaya çalışıyorsun diyor ve kızıyor Hilmi. Ne yapayım sen konuş ben dinleyeyim!

Her olayı dine yormak yanlış bunu kafana sok. Din var olmak zorunda değil. Herşey senin kafanda. Tanrın veya Tanrıların varsa onlar da sende. Başkalarının neye ne şekilde kendini adadığına ne bakarsın akılsız! Kimisi ibadet ediyor diye cennete gideceğini sanarken kimisi hiç bişiye inanmadığı için cehenneme gidicek diyen bi inanç sisteminde tıkılıp kalıp, onlara bakıp kendini onlardan biri yapmaya ne uğraşırsın. Bırak yesinler birbirlerini. Sen kendi algına bak.

Yaşadığın dünyaya bak. Sayamayacağın kadar çok sorun var ve tanımayacağın kadar çok insan bu yaşayan dünyada o büyüyen sorunlarla mücadele ediyor. Kimisi de var ki hiç bi sıkıntısı yok ki onlar gerçekten yok gibiler.. Kimileri de kendini Tanrı yerine koyuyor ve bi oyunmuşcasına varlıklarını hiçe saydıkları canlıları katledip yakıp yıkabiliyorlar. Onların hakkı nerede, kim haklı?

Uçkuruna düşkün ibnetorların iki karış toprak kavgası yüzünden, sevdiği tüm insanlardan bu diyarlardan ayrılan onca yazık ruhun hakkı nerede?

Tüm bu haklar, kavramlar, her şey, insan için değil mi ?

Bütün bunları insan kendi için oluşturmadı mı?

Neden illa birilerinin peşinden gitmek zorundasın? Mesih ol, kendi canını kendin eğle.. Kime ne?

Birilerinin sorumluluğu altında yaşamaya ne kadar da alışıksın? Utanıyorum bazen senin hayalin olmaktan. Kendine çeki düzen ver. Algılarını aç, dünyayı daha geniş bi pencereden görmeyi dene. Hiç denemiyorsun ki nalet olası, bi denesen, azıcık gezsen sen de benim gibi, biraz gözlerini açıp etrafına daha geniş baksan.. Neden sadece kötü taraflarını görüyorsun herşeyin?

Kötü şeyler hep vardı, hep de olacak. Onların kendiliğinden düzelmesini bekleme akılsız, kendin senin için bişiler yapamıyosan da o sorunların düzelmesi için en azından kafa yor, birilerine yardım et o sorunları çözmesi için.. Bi fikir ver en azından. Adın tarihte geçmese nolur, heykelin dikilse taşlıcaklar yıkıcaklar, hiç bişi yapmasalar kuşlar gelip sıçacak göğüs uçlarına heykelinin. Toprak olup su olup yine dünya üzerinde yaşamaya devam edeceksin. Ruhun ki hala bedeninde mi emin bile olamıyorum, o ise ebediyen buralarda oralarda olacak bi yerlerde..

Sen hala yok onun diniydi, yok bunun düşüncesiydi, yok sistemin kölesiydi, yok alacaydı bulacaydı, sadece takıntılarınla boğuşuyosun. Aç şu kör olası gözlerini de etrafına bak, azıcık da olsa insaf et, insan gibi düşün, bişilerin ucundan tut, kendin için aynaya bakmayı öğrenebildiysen başkaları için sadece senin hakkında ne düşündüklerini düşünme, onlara biraz da ürün ver, seni yere göğe sığdıramasınlar diye değil, kendin için yap bunu, egonu tatmin et. Kendini bişiye benzetmek zorunda değilsin. Bi hedefin olsun, o hedefe ulaşmak için gelmiş geçmiş her toplumu incele, öne çıkan insanlarını bul araştır öğren, onlardan kendine feyz al, onlara benzemeye çalışma akılsız. Sen akılsın, hayal değilsin, varsın, var olacaksın. Aklını kullan, iradeni siktiret, nefsini köreltmek için bazı şeyleri de yaşaman gerektiğini unutma. İnsanlara illa haykırarak bişileri ifade etmek zorunda değilsin, takıntılarından bile bişiler çıkarabilirsin. Evet hadi yapabilirsin. Metalara kendini inandırmayı bırakıp azıcık kendine inan. Bak o zaman güvenin de gelecek diyorum. Bana inanmıyorsun ki hayalim diye sallamıyorsun. Bak sustun hiç konuşamıyorsun. Doğruyu mu söylüyorum yoksa gerçekleri yüzüne mi vuruyorum. E hani diyodun demin atıp tutar gibi yoksun hayalsin diye.. Noldu şimdi sustun? Hayalini kurduğun onca güzel şeyler dururken onlara kafa yoracağına neden beni konuşturup durursun akılsız. Topla kendini, kendine gel. Hayal kur öğren üret. Hiç bişi sebepsiz gerçekleşmiyor. Yoktan var olmuyor var olmuş hiç bişi de bu diyardan uzaklaşmıyor. Yeter ki yaşadığın toprağın kıymetini bil, azıcık sevgi aşıla ruhuna ağaçlardan.. Yağmurlardan ölülerin göz yaşlarını topla kalbine sok. Onları da hatırla ağladıkça. Ölüp gittiler diye seni izlemiyorlar sanıyorsun, varsınlar olmasınlar, veya belki de hep burdalar. Düşünmen gereken kısım o değil ki, anlatamıyorum ki sana akılsız.
© 2011 - 2024 kediiiiiii
Comments0
Join the community to add your comment. Already a deviant? Log In